22 Ağustos 2009 Cumartesi

Gençlerbirliği 0-0 Beşiktaş

Nihayet mücadelenin olduğu,kaliteli bir maç izleyebildik 3. hafta itibariyle.Thomas Doll gerçekten fizik olarak çok iyi bir ekip yaratmış.Beşiktaş gibi fizik gücüyle geçtiğimiz sezonu çifte kupayla kapatan takıma karşı sahanın hiç bir bölgesinde ezilmedi,dişediş mücadele etti.Pozisyon olarak gerçekten kısır bir maçtı ancak bu sezon özlediğimiz şey mücadeleydi, direnişti..

Gençlerbirliği göbeği o kadar iyi kapadı ki Beşiktaş ordan bırakın gelmeyi tehlikeli bölge sınırlarında 3 tane pas yapamadı..Erhan Güven ve İbrahim Üzülmez'in ikisi birden sahada olunca da kanatlar istenildiği kadar işlemedi.Tello da çok fazla içeri girdi hiç 0'a inmeyi düşünmedi ve ortayı çok iyi kapatan Gençlerbirliği'nin ekmeğine yağ sürdü açıkçası..

Oynamadığı maçlarda Denizli'yi çok eleştirdim ama bugün Holosko Mustafa Denizli'yi haklı çıkarırcasına kötü oynadı.Dolayısıyla kanat organizasyonu olmayan bir Beşiktaş ortaya çıktı..

Orta sahada Uğur İnceman'a nasıl 90 dakika sabretti Denizli anlayamadım.Top kaptırdı , pas hatası yaptı, zaten sert bir oyuncu değil e o zaman 90 dakika neden oyunda kalır ki bu adam..Bir de oyundan Finki çıkardı..Aslında Fink de iyi oynamadı ama Uğur kadar da kötü değildi..

Gençlerbirliği ise geride çok iyi alan kapatıp kaptıkları toplarla Kahe sağda Burhan solda Mustafa ile kontra atağa çıktılar ki biraz becerikli olabilseler maçı kazanırlardı..Özellikle Burhan sağ tarafta İbrahim'e karşı muazzam bir üstünlük kurdu, perişan etti..Mustafa gerçekten çok yetenekli ama takım oyunu oynama konusunda sıkıntıları var..Bir pozisyonda sağda boş pozisyonda duran Burhan'a topu vermedi ve takımını golden etti..Bir de 70. dakikadan sonra oyundan inanılmaz düştü.

Kahe de Ferrari'yi çok zorladı..Gerçekten güçlü ve çabuk bir oyuncu ama Ferrari'de de aynı özellikler olunca çok fazla üstünlük kuramadı,hatta maçın en güzel eşleşmesiydi,bütün maç boğuştular..

Gençlerbirliği'nde Aykut ve Harbuzi gerçekten çok iyi transferler,Hacettepe'nin düşmesi yaramış belli ki Gençlerbirliği'ne..Hem kalburüstü isimleri bir takımda toparlamak için hem de yeni yapılan transferlerin daha iyi araştıtılmasına olanak veriyor haliyle tek takımı idare etmek..

Beşiktaş'ta Rıdvan gerçekten geleceği olan bir oyuncu..Fizik olarak ve özgüven olarak kendini geliştirebilirse ikinci Gökhan Gönül olabilir.Nihat hala çok kötü, acilen toparlanmalı..Tello, Holosko, Nobre çok siliklerdi..Ernst de her zaman ki kadar efektif olmayınca Beşiktaş için daha iyi bir sonuç beklemek hayalcilik olurdu..

Beşiktaş'ın acilen toparlanması lazım..3 hafta sonra şampiyonlar ligi başlıyor ve 2 hafta sonra Ali Sami Yen'de Galatasaray maçına çıkıcaklar.Bu oyunla çok zor durumlara düşebilirler..

Gençlerbirliği de gerçekten 'taş' gibi bir takım olmuş..Disiplinin membahından gelen Doll'ü de kutlamak gerekir tabi ki bu takımı böylesine hazırladığı için..Yıllardır süre gelen düşüşü bu sene ile itibaren tersine çevirebilir Gençlerbirliği..Tek ihtiyaçları olan şey(her Türk takımı gibi) sabır..

Fenercell Tarifeleri ve Vizyon!!

Fenercell '6-0 tarifesi' diye bir tarife çıkarmış.Slogan olarak da 'Efsane skor geri döndü,6-0 tarifesi'..Unutma unutturma demişler..Beşiktaş içinde '2'de 1' diye bir tarife çıkarmışlar..

Her fırsatta kurumsallıktan bahseden,vizyon takımı olduklarını iddaa eden bir klübün bu tarz tarifeler çıkarmaları garibime gitti..Özellikle de 6-0 tarifesi..

Hangi Fenerbahçeli arkadaşımla konuşma içine girsem konu 6-0 a getiriliyor..Sonra avrupa kupalarına söz geldiğinde 'milattan önce bir kupa aldınız hala onu konuşuyorsunuz' diyorlar ve bu istisnasız olarak başıma geliyor ki şahıslar da birbirinden bağımsız..Ancak şunu söylemek gerekir ki o çok övünülen maç 'milattan önce kazanılmış' olan Türk spor tarihinin en büyük başarısından sadece 2 sene sonra..Bugün o kupaları konuşmak bıkkınlık veriyor ama tek maçın tarife olarak insanların hizmetine sunulması pazarlamacılık dehalığı..

Sıkça tesadüften bahsedilir ve bir daha böyle bir başarıyı Türkiye'de sadece Fenerbahçe'nin kazanabilceğini konusunda hemfikirdirler..Dayandıkları şey de kurumsal yapıları ve sahip olduklar(!) vizyon..

Bu mu Fenerbahçe'yi Avrupa şampiyonluğuna ulaştırıcak vizyon??Galatasaray o kupayı kazanmadan bütün lig maçlarına aynı önemde değer verdi(Derbi ve Anadolu takımları) ve Avrupa Kupası maçlarını hep öncelik verdi..Ama tek vizyon sahibi takımımız Fenerbahçe'nin genel kurulunda 3 sene üstüste Türkiye şampiyonluğu vadediliyor tarihin en büyük başkanı tarafından..

Zannedersem kurumsallıktan kasıt klübün zengin olması,vizyon da bir plana bir temele dayandırılmadan beyan edilen yönetici açıklamaları ve transfer harcamaları..

Evet Aziz Yıldırım Fenerbahçe'nin başına geçtiğinden beri klüp mali açıdan çağ atladı,stat yaptı,tesisler kazandırdı ama neye yaradı??

Bütün bunları gerçekleştirmenin tek amacı sportif başarı değil mi?Mali açıdan çağ atlayan Fenerbahçe,sportif anlamda kaç adım yol alabildi??

10 senelik başkanlık döneminde taraftarı en çok heyecanlandıracak olay bundan 7 sezon önce kazanılan bir maç ise ve bu kişi büyük başkansa ve vizyon sahibiyse Jean-Michel Aulas nedir??Tanrı mı?

20 Ağustos 2009 Perşembe

Avrupa Ligi Playoff Turu//Türk Takımları

Öncelikle bloga birkaç gündür post düşemiyorum çünkü zorunlu staj belasının kurbanıyım..Sarıyerde oturan bir insan olarak Güneşli de staj yapıyorum ve malesef bütün gün bloga bakıcak bir vakit bile bulmakta zorlanıyorum..Neyse fırsat bulup post yazıyoruz bari konuya odaklanalım..

Türk takımlarını kısa kısa konuşacağız zaten başlık da o yönde ancak bugünki performansından dolayı fotoğraf olarak Keita'nın fotoğrafını koydum.Bir futbolcu 90 dakika oyunun içinde olup ,aldığı her topu bişeyler üretmek için ayağında tutarken olumsuz hareketleri total olara 3'ü geçmiyorsa takdir etmek gerekir.

Rakip zayıftı o yüzden maçın analiz kısmına girmeyeceğim ama bireysel performansı etkileyici olan isimleri belirtmek istiyorum..Zaten Keita'dan bahsettik,muazzamdı..Her pozisyonda rakibini ekarte edebilmek kimle oynarsanız oynayın kolay birşey değildir ki oynadığı lig maçlarında da zamanla bunları yapabileceğinin sainyallerini vermişti biz de konuşmuştuk..Gürcan Bilgiç acaba yakında bir özür yazısı yazar mı?Neyse kimsenin ihtiyacı yok..

Mustafa Sarp futbolunu büyültmeye devam ediyor.Gerçekten çok faydalı oynuyor.Top takımdayken yer değiştiren oyuncuların başında geliyor ve hem kanat ataklarını hem defans oyuncularını çok rahatlatıyor..

Sabri hakkında yorum yapmayacağım çünkü insanlar kafayı taktığımı,at gözlüğüyle onu izlediğimi düşünüyorlar..

Baros gol pozisyonlarında bu sefer şanssızdı(Geçen haftalarda beceriksizdi.)Kewell da oyuna girdikten sonra sol kanada canlılık getirdi,müthiş bir vuruşla da golünü attı.Yaptığı güzel hareketler ve attığı çalımların sonucunda biraz hırpalansdıysa da gözümüzü gönlümüzü açtı.

Aydın birkaç pozisyon dışında pek bir hareketlilik getiremedi.Biraz daha oyunun içinde olmalı çünkü top ondayken bu hareketliliği ve canlılığı fazlasıyla sağlayabiliyor.Herkes ondan daha fazlasını bekliyorsa onda bu yeteneklerin olduğunu düşündüklerindendir.

Arda artık belli bir standartın altına düşmüyor.Aynı şeyleri yazmanın gereksiz olduğunu düşünüyorum.Sadece fark açıldıktan sonra işi biraz bencilliğe vuruyor ama o kadar zevk yapmak da hakkıdır helal olsun,söylenen her övgüyü gösterilen saygının tümünü sonuna kadar hakediyor.

Hakan Balta'da bu sezon form düşüklüğü var.Özellikle ilk yarılarda gayet vasat bir oyun oynuyor,ikinci yarılarda toparlanıyor biraz ancak geçen seneki performansından uzak bir görüntü çiziyor gibi geliyor bana.

Gelelim Trabzona,iki devrede iki farklı takım derler ya işte özeti buydu.İlk yarı inanılmaz bir baskı kurdu Trabzon.Yattara'nın sakatlığı Alanzinho'nun da yedek olmasından ötürü üretkenlik konusunda sıkıntı yaşadılar ama sağdan Serkan soldan Engin rakip defansı çok zorladılar.Özellikle Serkan sürekli 0'a inmeyi düşündü ve yetenekleri ölçüsünde gayet başarılı oldu.Tolouse iki kez geldi devre boyunca onda da hiç olmayacak bir pozisyonda Gignac inanılmaz bir gol attı.Hatta Sısokko'nun arkasındaki oyuncuya göğüsle verdiği pas golden de inanılmazdı..İlk kez böyle bir top indirme görüyorum açıkçası..Diğer pozisyonda da top direkten döndü.İşte takımlarımızın en büyük eksikliği de bu;yüzdeli hücum..Muhtemelen Trabzon'un ilk yarıdaki baskısını bir avrupa takımı kursa en az 3 gol atardı..Gerçi Trabzon'un 2 topunun direkten dönmesi de büyük şansızlıktı ama o baskıdan başka net pozisyon ve gol çıkarmalıydılar.Golde Engin Baytar'ın Ardavari hareketleri son vuruştan çok daha ilgi çekiciydi..

İkinci yarda ise gerçekten bambaşka bir Tolouse ve Trabzsonspor vardı sahada.Top göremedi Trabzon.Bir kaç kez saman alevi gibi parlayıp söndüler ama bu Tolouse'un ikinci yarıdaki dominasyonuna bir direniş olamadı ve dedik ya yüzdeli hücum diye,affetmediler 2 tane daha attılar ve tur ceplerinde uçağa biniyorlar.

Ben şahsen Trabzon'un eleyebileceğini düşünüyordum ki bence ilk yarıdaki oyun da onu gösteriyordu ancak Gignac'ın ekstra golü ve ilk yarıdaki baskıyla üstünlük sağlayamamsı zihinsel olarak ve baskının kendisi de fiziksel olarak yordu Trabzon'u.Artık lige bakacaklar ve belki de dar kadrolarını da düşününce iyi oldu diyebiliriz ancak takım puanı alamadılar yine ve seribaşı olma şanslarını sonraki senelere bıraktılar.Bugün ki sonucun en büyük götürüsü buydu Trabzon adına ve tabi ülke futboluna da..

Sivasspor ve Fenerbahçe maçlarını Trabzon ve Galatasaray maçları dolayısıyla izleyemedim ancak Fener maçına yarım saat göz atabildim(15 dakka fark vardı Gs maçıyla).Sion zaten Fenerbahçe'ye rakip olamaz dedim beklediğimden farklı bir sonuç çıkmadı.Tabi bu sadece üstünkörü bir gözgezdirme sonucu yapılan bir değerlendirme..İsteyen arkadaşlar yorum bölümünde görüşlerini ve maç analizlerini belirtebilirler..

Sivasspor'a gelince sanırım bu sene kolay kolay maç kazanamayacaklar.Şampiyonlar Ligi'nden sonra artık Avrupa Ligi'ne de veda ettiler..Lige de çok kötü başladılar ve kolay kolay da toparlanmaları pek olası gözükmüyor.Bülen Uygun takımı fizik olarak hiç hazırlayamamış ayrıca takımı dağıtmanın da olumsuz etkilerini sonuna kadar yaşıyorlar,bu konuda da doğru bir yönetim gerçekleştirememiş.Bakalım ilerleyen haftalarda neler yapacaklar.

Sonuç olarak Galatasaray ve Fenerbahçe gruplara kalmayı garantilediler.Sivasspor ve Trabzonspor da artık ekendiler diyebiliriz..Yine avrupa arenasında üç büyükler başbaşa kaldılar.En azından bu 3 takımımızın performanslaı iyi olur da ülke puanından darbe yemeyiz.Bu sene özellikle Galatasaray ve Fenerbahçe'den büyük başarılar bekleniyor ki yeridir.Bu kadar para harcadıktan sonra Avrupa Ligi'nde başarılı olamamanın mazereti olamaz.

17 Ağustos 2009 Pazartesi

Beşiktaş 2-0 Antalyaspor


Maç seyircisiz olunca insanın içinden izlemek bile gelmiyor açıkçası o yüzden iki takımı da performansları bakımından eleştirmek haksızlık olur biraz..


Antalyaspor gerçekten kadro kalitesi olarak bu ligin en zayıf takımı..Ömer,Kerim Zengin,Fatih Ceylan,Ali Zitouni ve Balili dışında bence Süper Lig kalibresinde oyuncuları bulunmuyor..Belki bir de Veysel'i katabiliriz bu isimleri kariyerine ve futbol oynama arzusuna saygı bakımından ancak o da artık fizik olarak bu düzeyde top oynayamaz..


Maça dönecek olursak,5-10 sene evvelin tipik bir Türkiye ligi maçıydı..Büyük takıma karşı tamamen savunma yapan,hücumu düşünmeyen(her şeye rağmen bu konuda Sivasspor'dan oldukça isteklilerdi,Antalyaspor'un sorunu kadro kalitesiydi) ve golü yedikten sonra tamamen teslim olacak bir oyun düzeniyle oynayan bir Anadolu takımı öbür tarafta da hücum varyasyonları denemeyen golü atmak için sadece kaliteli ayaklarına güvenen büyük takım..Maçın büyük bölümünde rakibine direnen Antalyaspor golü yedikten sonra bayrağı çekti ve o dakikadan sonra bizim gibi Beşiktaş'ın paslaşmasını izledi..


Gollere gelecek olursak...İlk gol Beşiktaş'ın maç boyunca organize olarak geldiği ender pozisyonlardan birinin sonucunda geldi..Nihat kaleye vurmak yerine ilk kez uygun isme pası verince de Beşiktaş golü buldu..İkinci gol ise gerçekten çok güzeldi..Maç boyu çektiği şutladan Tello'nuın bugün bu tarz şık bir gol atmak istediği belliydi açıkçası ve bir frikik sonucunda bu isteğini gerçekleştirdi..


Son bir söz de hakeme söylemek istiyorum..Allah aşkına evlerinize birer Digiturk alında şu Spormax'ten maç izleyin..izleyin ki görün maç nasıl yönetilir..bir hakemin oyunun temposunu nası artırabilceğini görün..birara ekrana yansıdı Antalyaspor 21 faul yapmıştı ve tahmini olarak bu rakam 25-30 arasındadır maç sonunda..Peki Antalyaspor kaç tane kart gördü..? '0'..evet 25 tane faul yapan bir takım kart görmez mi?? Görmez işte sorun o takımda değil, o 25 tane saçma sapan faulü çalan hakemde..Öyle düdükler çaldıki bu akşam birçoğunda Beşiktaş'ın atağını kesti..Ya dün akşamki gibi ofsaytı görmeyin rakibim gol atsın,varsın olsun haksız penaltı çalın takımımın aleyhine hata diyelim sesimizi çıkarmayalım kabulüm ama gerekli gereksiz her müdehaleye faul çalıp da şu maçların kalitesini daha da düşürmeyin..

16 Ağustos 2009 Pazar

Fenerbahçe 3-0 Sivasspor// Sivasspor Gerçeği!!

Net skor Fenerbahçe'yi tam olarak anlatmasa da Sivasspor'u çok net bir biçimde gözler önüne seriyor.Fenerbahçe bu skoru hakedicek kadar iyi oynamasa da Sivasspor bu mağlubiyeti sonuna kadar haketti..

Maça gelirsek;daha önce extensor un blogunda belirtmiştim yorum olarak,bir takımın 2 açık oyuncusu Santos ve Kazım olamaz diye..İkisi de sıfıra inmek gibi girişimde bulunmayan,teknik, içe dönük oynayan oyuncular ve bu da Fenerbahçe'nin hücum zenginliğini sınırlandırır bütün yükün Alex'in omuzlarına bindirir demistim ve defansının ortasını iyi kapatan takımlara karşı zorluk çekebilceğini düşündüğümü yazmıştım..Ve bugün daha 2. dakika içersinde Alex'in sakatlanmasından sonra Fenerbahçe'nin gol bulmak konusunda çok sıkıntı çekeceği belliydi açıkçası..Çünkü kanatları sadece Gökhan Gönül'ün bindirmeleri ile kullanan bir takımın kapalı bir savunmayı açması çok olası değildi..Açıkçası Daum'dan Alex çıkarken oyuna Uğur Boral'ı almasını ve futbolcu meziyetleri bir açıktan çok forvet arkası oyuncusunu andıran Santos'u Alex'in yerine kaydırmasını bekledim ama Deivid'i oyuna alarak bana göre kendi hücum çeşitliliğini sınırlandırdı..O dakikadan sonra açıkçası Fenerbahçe'nin golü bulma şansı sadece duran toplar ve uzaktan şutlardı..Nitekim de Emre'nin şutunu kaleye doğru yönelten Kazım'ın kaleciden dönen topu tamamlamasıyla golü buldu Fenerbahçe..İkinci golü anlatmaya bile gerek yok..Süper Lig'in ikincisi ve şampiyonlar ligi vizesi alan bir takım kornerden gol yiyorsa bu durum rezillikten başka birşey değildir..Bu takımın Fenerbahçe deplasmanındaki konsantrasyonu siz düşünün artık..Neyse..Duraklama dakikalarında sol açık Santos'un bence her zaman oynaması gerektiği orta sahanın orta bölümünden aldığı topu sürmesi,şık çalımları ve son vuruşu gecenin en güzel hareketleriydi..Santos'u böyle kullanmalı Fenerbahçe,şut atmasını beklemeli orta yapmasını değil..Dedim ya futbolcu meziyetleri bu tarz oynamaya daha elverişli diye işte onu kanıtladı bana Santos bu golle..

Sivasspor'a gelince..Evet Sayın Bülent Uygun bu mu Sivasspor gerçeği?..Bu mu geçen seneden daha güçlü ve alternatifli kadro?Bu mu Avrupa'da başarılı olucak Türkiye'de yine ses getirecek takım?

Bundan 5-10 sene öncesinin tipik Anadolu takımı..Tamamen kapanan ilerde bir oyuncu bırakan,hücum adına hiçbir şey yapmayan ve hatta yapmaya çalışmayan bir takım..Sağ bekte stoper Murat,orta sahada Onur ve İbrahim..Sağ açık Kadir'de ya sağ beki ikiledi yada önliberoyu üçledi..Orta 4 lüden sadece Cihan ileriyi düşündü o da Kamanan'ın koşularına doğru topu atamadı bir türlü..Bileklerine gerçekten hakim ama kafası yukarda oynamayı öğrenmeli..Biraz akıllı olabilseydi Kamanan'ı en az 3-4 kez defansın arkasına sarkıtabilirdi ama o çalım atmayı düşünde hep,pasları vermekte geç kaldı sonucunda da ya Kamanan'ı ofsaytta buluşturdu topla ya da pozisyonunu kaybetmişken..Diğer hücum opsiyonu(!) Ersen Martin'e ayrıca değinmek istiyorum..

Ersen Martin ne yaptı da 90 dakika sahada kaldı anlayamadım..Benim izlediğim Ersen,hava toplarında bolca faul yaptı geri kalan pozisyonlarda da ofsaytta bekledi..Evet Ersen Martin'in oynadığı oyunun tümü buydu..Kamanan Ersen'den ne kadar kötüydü de oyundan o çıktı çözemedim..Rakiple ilerde tek mücadele gücü gösterebilen oyuncunu neden kenara gelir ki..Kimse kusura bakmasın ama bu Bülent Uygun ya hoca filan değil ya da takımını sabote etti..Kamanan çıktıktan sonra Önder de Bilica da hücuma gözü kapalı çıktılar duran toplarda ve geri dönme gayretinde bile bulunmadılar..Bu adamı oyundan alınca Fenerbahçe savunmasına tehdit olabilcek birşeyi kalmayacağını,rakibin savunmasını daha da ileri çıkarabilceğini hiç düşünmedi mi bilemiyorum..Belki ben abartıyorumdur bilemiyorum ama çıkacak oyuncuda ki bir tercih hatası maçın kaderini nası etkiler bugün onu gördük..

Oyuna giren Musa ile Erman'da inanılmaz derecede kötülerdi..Özellikle Musa tam bir hayal kırıklığı yarattı bende..Geçen seneki takımın bence en faydalı oynayan ismiydi,gizli kahramanıydı..Bu sene o da bozulmuş,anlaşılan takımda komple bir çöküş var..Bülen hoca 5 ya da 7 gol yemeye çalışacağına bu oyuncular 3 ayda nası bu kadar geriledi onu düşünsün yoksa bu sezon kendisini zirve değil ancak ilk 10 yarışı içinde bulur..

Fenerbahçe'ye gelince,orta sahası gerçekten iyi mücadele ediyor.Emre geçen sezonun 2.yarısından beri çok etkili oynuyor ve ben Cristian'ı herkesin aksine beğeniyorum..Sertlik konusunda eksikliği olabilir ama pas araları ve topu oyuna sokuşu takıma kesinlikle büyük artılar sağlıyor ancak kanatlardaki dribbling eksikliğini çözmezlerse bu sene bir çok maçta ilk yarıdaki gibi zorlanır..Kötü bir maç çıkarmalarına rağmen Galatasaray ile beraber ligin favorisi olduklarını hissettiriyorlar..Bence geçen sezonki Fenerbahçe ile arasındaki en büyük fark bu..

Diego Lugano Tekrar Fenerbahçe'de..

Lugano kendi resmi sitesinde açıklamış..4 yıl daha Fenerbahçe için oynayacak..Stoperde mevkiindeki yetersizliğe neden olan sorunu yine kendisiyle çözmüş Fenerbahçe yönetimi..Fenerbahçe de resmi sitesinde transferi açıkladı..Ne diyelim hayırlı olsun..

Alex De Souza

Alex de Souza..Hepimiz 2003 Konfederasyon Kupa'sında son dakikada bize attığı golle tanıdı tam olarak.Tarihi bir fırsatı elimizden almıştı.O gol olmasaydı milli takım tarihimizde bir Brezilya zaferi olucaktı..Olmadı,izin vermedi..O ana kadar çok iyi anlaştığı Ronaldinho'dan aldığı pası filelerimize gönderdi..Gruptan çıkmalarına yetmedi belki ama bize de olası bir zafer şansı tanımadı..
İşte o Alex'i alabilmek için 2 sene uğraştı Fenerbahçe ve sonunda başardı..Türkiye'ye Alex'i getirebilme başarısını gösterdi.Açık konuşayım bir Galatasaraylı olarak o gün takdir etmiştim Fenerbahçe'yi böyle bir ismi Türkiye'ye getirdiği için biraz kıskançlık hissiyle tabi..
Hagi ile kıyaslandı tabi ki her gelen 10 numara gibi..Bence bırakın Galatasaray'ı Fener'i dünyaya bir Hagi daha gelmeyecek..Hagi'den yeteneklisi gelicektir muhakkak ama Hagi'yi özel kılan şey yetenekleri değildi,kimsede olmayan özellikleriydi ya neyse..Alex de bunlardan biri en
az onun kadar yetenekli ama Hagi'yi farklı kılan şeyler onda var mı?..bence yok..
Neyse konuyu saptırmayalım daha fazla.Bugün 150. lig maçına çıkıyor Alex ve geride kalan 149 maçın bilançosu:81 gol 71 asist..Şaka gibi,oynadığı maçtan daha fazla gole katkısı var.Modern futbolda görülmesi çok zor bir durum.Muhtemelen bir daha da görmemiz pek mümkün değil..
Evet belki Hagi kadar büyük bir oyuncu değil ama gerek Fenerbahçe'ye verdikleri gerekse istatistikleri gösteriyor ki bu ülkeye gelmiş en elit yabancılardan biri,hemde listenin en başındakilerden biri..
Ve bir futbol sevdalısı olarak diyorum ki,ve de bir Galatasaraylı olarak, iyi ki varsın Alex,ne mutlu ki senli izleyebildim!!!