30 Ekim 2009 Cuma

Servet Çetin Ada'ya mı??

Daily Mail'in haberine göre Arsenal ve Tottenham Servet Çetin transferi için birbirleriyle yarışıyorlar. Haberde Servet için Drogba'nın Türkiye-Fildişi Sahilleri maçından sonra yaptığı 'şeytani' yakıştırmasından bahsediliyor ve değerinin de 10 milyon pound civarında olduğu yazıyor!!
Rijkaard'ın da çuvallayan defans hattını değiştirmek istediği için transfere izin vereceğinin yanında Servet'e AC Milan, Wolfsburg, Dortmund ve Köln'ün de Servet'i istediği bilgisi var.

Servet son 2-3 sezon içinde gösterdiği gelişmeyle hemen herkesin büyük takdirini kazandı ve günümüz itibariyle Türkiye'nin en iyi yerli defans oyuncusu statüsünde. Galatasaray'a geldiğinden beri Avrupa'nın üst düzey oyuncularına karşı hem Galatasaray hem de Milli takım formasıyla ikili mücadelelerde büyük üstünlük kurdu. Drogba ve Edin Dzeko bunlardan en önemlileri. Lugano'nun Drogba ile birebir oynadığı Şampiyonlar Ligi maçından sonraki lig maçında yaşadığı adele sakatlığının şans olmadığı kanaatindeyim. Maç boyu yıpranan Lugano'nun adeleleri 3 gün sonra iflas etmişti. İşte bu Drogba Servet ile karşılaştıktan sonra 'İngiltere'de bile bu kadar güçlü bir defans oyuncusu görmedim' diyor ve ona 'şeytani' yakıştırmasını yapıyor. İşte Servet'in gösterdiği gelişime en önemli örneklerden birisidir. Yıllardır Sheva ile anılan bir oyuncunun Drogba da dahil olmak üzere en büyük imtihanı olan(bence) Dzeko eşleşmesinde de ayakta kalmayı başaran taraftı. Drogba gibi güçlü forvetlere karşı zaten şansı olan Servet yerden oynayan hızlı ve top tekniği yüksek olan(Sheva stilindeki) Dzeko karşısında da başarılı olunca 'Sheva lekesini' benim gözümde silebilmiştir.

Sezon başında 8 milyon €'luk teklifle Galatasaray'ın kapısına gelen Marsilya'daki başkanlık değişiminden dolayı çok istediği Avrupa macerasını ertelemek zorunda kaldı. Şimdi ise İngiltere'den yaklaşık 11.2 milyon€ tekliflerin olacağı haberleri yapılıyor Ada basınında.

Öncelikle şunu söyleyeyim eğer gerçekten bu civarda bir teklif gelecekse hiç düşünülmeden satılmalıdır. Çünkü ben bir oyuncunun fiyatını ancak bir kere bulabileceğine inanırım. Sezon başında Marsilya'nın teklifi beni çok heyecanlandırmıştı ve gerçekleşmeyince de baya üzülmüştüm. Bu durum Mehmet Topal için de geçerliydi. Euro 2008 sonrasında Everton ve Sevilla'dan 8 milyon € civarlarında teklifler geliyordu ancak Adnan Polat bu jenerasyonun Avrupa'da bir kupa kaldırmadan transfer olamayacaklarını açıklayarak teklifleri reddetti. E şimdi Mehmet Topal için 4 milyon € luk bir teklif gelse kim bu teklifi geri çevirebilir ya da satılmasın diyebilir. Mesela Arda için gelen 8 milyon € luk teklifler gerçekten azdı benim gözümde ancak Aziz Yıldırım'ın yaptığı 15 milyon € luk teklifi herhangi bir Avrupa klübü yapmış olsaydı biraz pazarlıkla gönderilirmesi gerekirdi diye düşünüyorum(malesef Türkiye'de bu transferin gerçekleşmesi imkansızdı). Çünkü 2010'a da katılamayan Türk Milli Takımı oyuncularının sahip olabileceği en büyük pazar da binlerce km ötede kaldı . 2012'de Arda 25 yaşında olacak(oraya da katılacağımız garanti değil) ve bir daha 15 milyon € luk teklif alamayacaktır bence.

2. olarak Servet Çetin malesef Rijkaard'ın takımının oyuncusu değil. Servet Skibbe'nin takımının da oyuncusu değildi. Bu yüzden Servet hiçbir zaman Kalli dönemindeki kadar ya da Euro 2008'deki kadar bir performans sergileyemez Galatasaray'da.. Servet her zaman yapabilceğinden fazlasını yapmaya çalışan bir oyuncu ve bu özelliğiyle herkesten takdir görmüştür. Sakat sakat oynaması, topun olduğu her yerde olmak istemesi insanlar tarafından 'helal olsun çocuğa' şeklinde tebrik alsa da bir yerden sonra takımına zarar verebilecek hatalar yapmasına yol açıyor.

Mesela hiçbir zaman anlamam sakat oyuncunun oynama isteğini. Adı üstünde 'sakat' yani fiziksel olarak istediklerini tam olarak yapamayan kimse. E sen sakat halinle nasıl takımına faydalı olacaksın. Yapabildiklerinin yüzde bilmem kaçını yapamaz durumdayken takımını nasıl kurtarabilceksin. Sonra her an sakatlığının büyüyüp uzun süre takımından ayrı kalmana neden olabileceğini nasıl düşünmezsin. Bu arada da takımının 1 oyuncu değişiklik hakkını bile bile yediğin de cabası.

Neyse dönelim Servet ve Rijkaard'ın sistemine. Rijkaard Barcelona'dayken savunma hattında ortada kim vardı. Puyol ve Marquez.. Bunlardan Puyol Servet Çetin gibi hırslı, sağlam, hamleli ve sert bir oyuncu; Marquez ise Puyol kadar agresif ve sert bir oyuncu olmamasına rağmen önlibero mevkiinde de oynadığı için pozisyon bilgisi yüksek, zeki ve ayaklarına hakim bir oyuncu. Yani Servet'ten çok başka bir oyuncu. Bugünki Barcelona'da ise Marquez'den formayı kapmış bir Pique var ki saydığımız konularda Marquez'den de daha iyi olan bir oyuncu.

Galatasaray'da ise Servet sert, hamleli ve hırslı bir oyuncu. Emre Aşık(Emre Güngör ve Gökhan Zan'ın sakatlıkları nedeniyle daha çok forma giyecektir) da sert, topu oyuna sokamayan hırslı bir oyuncu. Emre Güngör topu oyuna sokma konusunda bu iki isimden daha başarılı olsa da savunmanın o yönünü kaldırabilecek kadar iyi değil. Ancak o da ikili müadelelerde güçlü ve sert bir oyuncu. Puyol cinsinden..Gökhan Zan ise istikrarsız, özgüvensiz ve sakatlık hastası bir adamdır. Galatasaray savunmasında oyun kurucu görevini yapabilecek en nitelikli oyuncu olsa da sezonluk planınızı üstüne yapabilceğiniz kadar sürekli bir oyuncu değildir.

Şimdi Servet yukarda bahsedilen rakamlara satılabilirse Galatasaray o parayla Marquez gibi bir oyuncu alabili hatta kendisini bile alabilir. Ve Galatasaray'da Servet'i ikame edebilecek oyuncular var. Servet kadar kaliteli olmasalar da asla Fernando Meira'nın gidişiyle ortaya çıkan sorunlar(tüm takımın oyununun etkilenmesi) ın 10'da 1'i olmaz. Aslında geçen sezon Meirasatılmamış olsaydı bu sene Rijkaard'ın sisteminin kilit oyuncusu olabilirdi ve Galatasaray şu anki durumundan daha iyi olabilirdi. Bunu puan ya da skor bazında değil sisteme uyum olarak söylüyorum..

Bir de işe Servet açısından bakarsak. İngiltere Ligi güce ve hıza dayalı, zor bir lig. Defanslar her zaman sağlamdır ve oyun disiplininden kopmaz defans hattı bozulmaz. Kanat akınları, ortalar en önemli özelliğidir Ada futbolunun. Bizim Servet ağır olsa da hızlı ve inanılmaz güçlü bir oyuncu. Hava toplarına çok hakim ve (artık) kolay kolay hata yapan bir oyuncu değil, savunma hattı bozulmadığı sürece. Bence Türkiye Ligi'nden daha başarılı olabilcek özellikleri var Servet'in. Mesela Vidic'ten bir eksiği yoktur benim gözümde. Ancak Servet'in bir de dezavantajları var ki özellikle son 2 sezondur oynanmaya çalışan oyuna uymayan özellikler bunlar ve Servet de bunları hiç değiştiremedi. Nedir bunlar?

1. Topla gerekli gereksiz kontrolsüz bir biçimde çıkmak ve yerini oyun içinde(duran top vs dışında) boşaltmak.

2. Topla saçma sapan çıkmadığı zaman da önündeki ve yanındaki adam yerine 70 metre uzaktaki oyuncuya top atma sevdası.

3. Zora düştü zaman topu taca vurmaktan ya da gelişi güzel uzaklaştırmaktan utanması.

4. Açılan topa koşan oyuncuya kıçını vura vura topu auta çıkarma sevdası.

İşte bunları İngiltere'de de yapacak olursa ordakiler bizimkiler gibi affetmezler ve Servet'in çok istediği Avrupa macerası onun için pek de hoş bir anı olarak kalmaz. Ancak Servet Türkiye'de vazgeçemediği şeylerden vazgeçer ve kendine uygun bu ligde kendinden istenileni yapmakla kalırsa da bir Tugay gibi uzun soluklu Ada futbolcusu sıfatını taşır üstünde.

Sadece bir haber için bu kadar uzun bir yaz yazmam garibinize gidebilir ancak Galatasaray'ın devre arasında yapması gerektiğini düşündüğüm hamlelerin başlangıç noktasını oluşturabilecek bir haberdi bu. Yani Servet-Ada transferi özelinde Galatasaray'ın(defans hattı için) ve Servet'in yapması gerektiğini düşündüğüm şeyleri yazma fırsatıydı benim için.

2 yorum:

benden bu kadar dedi ki...

izlemeye alındın :D

father vic dedi ki...

saol dostum=)