18 Ekim 2009 Pazar

Gaziantepspor 2-1 Fenerbahçe// Son Lastik de Patladı!!


TSL'de 6 hafta sonunda herkes Galatasaray'la Fenerbahçe'nin birbirleriyle oynayacakları maça kadar puan kaybetmeyeceğini düşünüyordu. O kadar abartıldı ki hatta 10. hafta maçı kazananın ilk yarıda 17'de 17 yapabilceğini konuşuyordu. İki takımın da kadro kalitesinin bu ligin çok üstünde olduğu aşikar. Değerleri 120 milyon € civarında olan iki kadro ligin toplam değerinin 3'te 1'i kadar, artık siz düşünün durumu..

7. haftada iki takım arasında ilk fireyi veren takım Galatasaray oldu. Bence çok da kötü oynamadığı maçta kenardan etkili hamleler gelmedi ve Eskişehir'in katı defansını açamadı, sonucunda da kendi sahasında 2 puan bırakmış oldu. Medya'da hava yavaş yavaş değişiyordu, bir maçtaki puan kaybından sonra Fenerbahçe'nin Galatasaray'dan bir adım önde olduğu ve şampiyonlukta daha şanslı olduğu fikri oluşmaya başladı. Sonrasında gelen Sturm Graz beraberliği ve Ankaragücü mağlubiyeti sonrasında Fenerbahçe ligin tek hakimi olarak değerlendirildi. Rijkaard'ın aklının Milan'da kaldığını Galatasaraylı bazı futbolcuların mutsuz oldukları ve ayrılmaya yakın oldukları yazılmaya başlandı.(Elano, Baros ve Arda'nın hatta Rijkaard'ın devre arası veya sezon sonu gidebileceği konuşuldu). Büyülü, şaşalı Galatasaray'ın lastiğinin patladığı, aslında övdükleri zaman da kötü oynadıkları yazıldı çizildi, durumun felaketle bile sonuçlanabileceği kanısı oluşmaya başlandı. Rijkaard'ın ilk 6 hafta öve öve bitirilemeyen teknik direktörlük yetenekleri tartışıldı hatta yerildi.

Bugün ligin lastiği patlamayan tek takımı Fenerbahçe'de Gaziantep'te son 10 dakikada yediği iki golle namağlup ünvanını yitirdi. Her zamanki gibi maça daha iyi başlayan takım Fenerbahçe'ydi, gole bulana kadar takip sahada topa basan, hücumda yer değiştiren bir takım vardı sahada. Yine ne olduysa golden sonra oldu ve ilk 8 haftadaki gibi öne geçen Fenerbahçe oyunu kendi yarı sahasında kabul etmeye başladı. İşte Fenerbahçe'yi ilk 8 haftada Galatasaray'dan bir adım öne çıkartan fark da burda. Galatasaray oyunu rakip sahada oynama isteğinde ve çabasında, hatta stoperlerinin bu durumu abartarak 0'dan orta yapmaya çalışacağı kadar ilerde oynamaya çalışıyor, Fenerbahçe ise stoperlerini hiç çıkarmayıp onların arasına Cristian'ı sokarak kontrollü bir oyun tercih ediyor, ilerdeki yaratıcı oyuncularına(bu sezon bu yükü alex tek başına çekiyor şu ana kadar)güvenip ve onların bulacakları gollerle 3 puanı almaya çalışıyor. Türkiye Ligi'nde de Fenerbahçe'nin defansını aşabilcek yeterlilikte takım olmadığı için de bu haftaya kadar firesiz gelmeyi başardılar. Herkes Fenerbahçe'nin Avrupa'da Daum'un önemsemeyişinden dolayı başarılı olamadığını söylüyor ancak bence durum tamamen Avrupalı takımların geriye yaslanan takımların tuzağına düşmeyip ayağa sabırla pas yaparak açık aramaktan usanmamasından kaynaklanıyor.

Bugün 1-0 dan sonra Fenerbahçe'nin geriye yaslanmasına karşılık Gaziantep her zamanki gibi orta sahada topa sahip olmaya başladı. Zurita, Murat Ceylan ve çıkana kadar Hakan Bayraktar'la topa sahip oldular ve ikinci yarıda Olcan'ın sol bek yerine ileride kullanılmasıyla da Fenerbahçe defansını delebilecek bir opsiyona sahip oldu. Ayağında topu tutan Gaziantepspor İvan, Olcan ve Julio Cesar ile Fenerbahçe'yi zorladılar, kanat akınlarıyla da etkili olmaya çalıştılar. Bunlardan bir tanesinde topla buluşan Olcan topu direğe gönderdi ve ilk büyük uyarıyı verdi Fenerbahçe'ye.

Sonrasında Julio Cesar'ın insanı bıktıracak şut denemeleri, Erman Özgür'ün oyuna girişiyle ilk kez gerçekten etkili bir alanda gerçekleşti ve skoru eşitledi. Bu dakikadan sonra Fenerbahçe yine hücuma çıkmayı aklına getirdi ve 4-5 dakika boyunca baskı kurdu Antep yarı alanında, hatta ben golü atacak takımın Fenerbahçe olacağı düşüncesindeydim ancak Julio Cesar duran toptan öyle bir gol attı ki bu sezon Salihovic'in milli takımımıza attığı golden sonra bize 2. müthiş frikik golünü izlettirdi. Maçı da bitirdi hakem santrayı beklemeden..

Zurita, Olcan ve kısa sürede yaptıkarıyla Erman Özgür maça damgalarını vurdular. Goller dışında bence iyi bir performans göstermeyen Julio Cesar ise attığı o gollerden sonra maçın adamı olmayı hakketti her şeye rağmen.

Evet şimdi Trabzon ile oynacak Galatasaray bu maçı kazanırsa haftaya tekrar liderlik şansını yakalayacak Kadıköy'de. O maçta Galatasaray'ın alacağı bir galibiyetten sonra medya rüzgarı terse döner ve Galatasaray'ı yeren medya, düne kadar övdüğü Fenerbahçe'ye yüklenmeye başlar. futbolumuzun bütün birimleri bozuk ancak medya kadar hiçbiri bozuk değil. Hem yazılı hem görsel medya. Hemde yayıncı kuruluş; öyleki bugün Fenerbahçe lehine verilen tartışmalı bayrakların hiçbirinin tekrarı verilmedi. Kadıköyde'ki her maçta Aziz Yıldırım'ın özel isteğiyle maçları Melih Şendil'in anlatmasından sonra 2. bir kıyak da bu sanırım Ligtv'den Fenerbahçe'ye yapılan..

Hiç yorum yok: