27 Eylül 2009 Pazar

Galatasaray 1-1 Eskişehirspor// AntiFutbol


Eskişehirspor için daha önce alması gereken tüm puanları aldığını bugün ekstra puan(lar) için sahaya çıkacağını söylemiştik ve istediklerini aldılar.. Sanırım aldıkları bu 1 puana Eskilşehir cephesinde kimsenin itirazı yoktur. Hem hedef olarak hem sahadaki oyun olarak fazlasını beklemek abes olurdu..

Eskişehir açıkçası çirkef mi oynadı? Hayır.. Peki oyunu çirkinleştirdiler mi? Bence evet.. Açıkçası aldıkları skorlardan sonra herkesin dikkatini çekmeyi başardılar ve kadro yapısıyla da bana umut vermişlerdi. Ligde güzel oyun oynamak isteyen bir takımın olduğu fikri beni sevindirmişlerdi ancak 4 forvet oyuncusuyla oynamasına rağmen oyunun hiçbir bölümünde hücumda çoğalamadılar, topları olumlu kullanamadılar.. Oyun şablonları uzun topları Ümit ya da Mehmet'in indirmesi, bu toplara da Youla'nın savunma aralarına koşu yapmasına dayalıydı. Bu oyun şablonu normal olarak Burak Yılmaz'ı kullanamadılar.. Topu yere indirip ayağa pas yapmayı deneselerdi muhtemelen bu kadar gömülmek zorunda kalmazdı ve oyunu çirkinleştirmemiş olurlardı..

Galatasaray'da orta sahada 2 klasik önliberonun oynaması yaratıcılığı düşürüyor, onun da ötesinde topu rakip yarı sahada tutma özelliğini yitirmesine neden oluyor. Açıkçası Ayhan'ı beğenmeyen birisiyim ama Galatasaray'ın oynamak istediği oyun düzeninde Ayhan bu takımda alternatifi olmayan tek isim(Linderoth'u saymıyorum tabiki).

Gerets döneminde Galatasaray 5-0-5 gibi bir taktikle oynardı. 4 lü savunmanın önünde Saidoo, ilerde İliç, Hasan, Necati, Ümit Karan ve Hakan Şükür.. Bu seneki Galatasaray'da işte o beğenmediğim Ayhan oynamadığı zaman 6-0-4 gibi bir dizilişe geliyor..Hücum ile defans blogu arasında köprüyü kuran Ayhan oynadığı zaman orta sahada top tutma özelliği sayesinde önliberonun da Arda'nın da kendisine yakınlaşmasını sağlıyor ve çok daha sağlıklı bir 4-3-3 oynayabiliyor takım..

Maça dönecek olursak, öne geçen Galatasaray'ın oyunu sürklase etmesini ve farkı açmasını bekledim ancak Eskişehir geçen haftalardaki rakipler gibi oyun disiplininden kopmadı ve biraz da şansla golü buldu.. Bu dakikadan sonra Eskişehir dün Antalya'nın son dakikadaki dizilişinin tersine bir oyun oynadı. Galatasaray kalesine en yakın oyuncusu Leo Franco'dan yaklaşık 70 metre uzaklıktaydı.. İleriye topu çıkaramadılar ve Rıza Çalımbay'da Serdar'la Bülent'i oyuna alarak orta sahada topa biraz daha fazla hakim olmak istedi ancak onlarda arkadaşlarına uyunca Eskişehir tamamen skoru korumaya çalışan takım görüntüsüne büründü..Son oyuncu değişikliğinde de Rıza hoca takımına uydu ve Youla'yı oyundan çıkarıp bir önlibero daha aldı oyuna,Ragıp Başdağ.. Sanırım tek düşüncesi bir puanı koparmaktı, çünkü Youla ne kadar kötü oynarsa oynasın rakibin arkasını bu kadar boşalttığı dakikalarda gole her zaman en yakın oyuncudur Eskişehirspor'da..

Galatasaray 2. gol için herşeyi yaptı diyebiliriz..Sağdan denedi, soldan denedi, ortadan Arda ve Baros ile delmeyi denedi, yüksek toplarla rakip savunmayı hataya zorlamayı denedi ancak golü bırakın son dakikadaki Keita'nın volesi dışında pozisyona bile giremedi.. Bu konu hakkında uzun uzun konuşulur tabi ki ama bence Galatasaray yapabilceği herşeyi yaptı ancak Eskişehir'in tamamen oynatmamaya dayalı oyunu hücumun her yolunu tıkadı.. Bu tarz maçlarda gol üç şekilde gelebilir ; duran top, karambol, yada 0 'a inerek.. Sabri'nin 2 sezondur sıfıra inemediğini zaten biliyoruz.. Kewell o özelliklerini Liverpool'da zaten kaybetti..Uğur ters kanattan bir iki kere inmeyi başardı ancak sol ayağı yetersiz olduğu için bitirici ortayı yapamadı.. Keita da Aydın oyuna girdikten sonra sola çekilince 0'a inmeyi başaramadı..Aslında Keita sağda kalsaydı Aydın Kewell'ın kanadında oynasaydı şansı biraz daha fazla olabilirdi..Rijkaard'ın kararı saygı duymak lazım..Tıpkı Elano'nun 90 dakika oyuna almamasına saygı göstermek gerektiği gibi..

Rijkaard olunca işin içinde söz söylemek yersiz oluyor tabi ama 7 milyon € verilen, duran toplarda ve uzaktan atılan şutlarda etkili olan bir oyuncunun en azından son yarım saat oynamasını beklerdim. Özellikle Arda bu kadar etkisizken.. Arda'daki 3-4 maçlık form düşüklüğü devam ediyor ama dediğim gibi rakibin oyun yapısını da gözardı etmemek gerekir. Hiç boş alan bırakmadılar ve topun olduğu yere 2-3 kişiyle sert bir baskı yaptılar..

Cüneyt Çakır'a da bir kaç söz söylemek gerekiyor tabiki.. Hakemler hakkında tek taraflı olarak fazla eleştirmemeye dikkat ediyorum her zaman ancak oyunu genel olarak kötü yönettikleri zaman birşeyler söylemeden duramıyorum.. Allah aşkına Cüneyt Çakır bu maçı EPL'de yönetseyi bir daha maç verirler miydi merak ediyorum.. Hüseyin Göçkek için de söylemiştim Fenerbahçe- İ.B.B maçından sonra..Bir hakem bu kadar düdük çalarsa sahada hangi takım oynarsa oynasın tempo yükselmez ve zevkli bir maç izleyemeyiz. Bugün faul olması için oyuncunun yere düşmesi yeterliydi. Hakemin faul kıstası buydu tamamen. Oyuncu yere düşüyorsa pozisyonu süzmeden düdüğü çaldı. MHK ne iş yapar, seminerlerde ne anlatır çok merak ediyorum.. Bu kadar kaliteyi düşüren hakemler olduktan sonra ligimizin zaten yurtdışında izlenmesini beklemek olmaz..

Eskişehirspor lig başından beri istediği alarak yoluna devam ediyor ve 7. haftanın sonunda da yenilgisiz olarak devam ediyorlar lige ancak bende büyük bir hayal kırıklığı yarattılar.. Seyircisi de olan bir takım, ileri uç elemanları da gayet kaliteli ancak özellikle İstanbul deplasmanlarında bu gece gibi oynarlarsa, futbolseverlerin istediği lige renk katan takım sıkıntısını gideremezler. Galatasaray'da geçen hafta kırdığı rekoru ileriye taşıyamadı ve geçen sezondan sonra yine Eskişehirspor'u yenemedi.. Geçen haftaki Kasımpaşa maçı ve bu akşamki Eskişehirspor maçı diğer takımlar için bir örnek olacaktır ve bundan sonra Galatasaray maçlarında topyekün savunma yapan takımlar görmek kesinlikle süpriz olmayacaktır.. Sanırım bu haftaki en büyük kayıp da rakiplerine verdiği 'reçete'dir: Antifutbol

4 yorum:

Can dedi ki...

Abi bu sezon yerin hiç es-es maçı seyredemedim ama maçtan sonra Rıza Çalımbay'da oyundan hiç memnun olmadığını söyledi. Bu kadar defansif oynamak niyetinde değildik ama bir türlü top yapamadık dedi.Kontrol oyunu oynayan bir takım olacak gibiler; 10.haftadan sonra yerinde seyredeceğim, daha net oluşur fikrimiz. Sabri'yi atamadı hakem ayrıca.
Birde bize karşı uzun top oynamak etkili.Sahanın boyu uzadıkça dezavantaj oluyor Galatasaray'a.Geçen 13 maçta bunu düşünemeyenler iyi izlesinler bu maçı.

father vic dedi ki...

eskişehir taraftarı olan bir takım..özellikle kendi ilinde maçları takip ediliyor ama şu da gerçekki türkiyede %90 oranında 4 büyüklerin maçı izleniyor naklen yayın mevzuusundan dolayı..işte insanlar bu maçlarda güzel oynayacak takım arıyorlar..en azından ben öyleyim..eskişehir takımının sorumluluğu tabi ki ilk olarak kendi taraftarına ama bende malesef hayal kırıklığı yarattılar..istanbulda olmam dolayısıyla da eskişehiri anca bu maçlarda takip edebiliyorum sonuçta

Eren dedi ki...

Selam,
Ben de Eskişehir'i geçen sezonun Sivas'ına (çirkef olmayan versiyonu) benzetmiştim.
Her maçını takip eden Es-es'li bir arkadaşımla konuştum maç sonrası. İlk defa bu kadar defansif oynamak zorunda kaldıklarını söyledi, ki maç öncesinde müthiş kontraataklar yapan bir takım olduğundan bahsediyordu Eskişehir'in. Defansif oynamalarının nedenini de GS'ın baskılı hücum futboluna bağladı. Sonuç olarak iki takım da birbirini oynatmadı, GS aktif, Es-es pasif ve baskı altında kalan taraf olarak.
Es-es'i takip etmiyorum, ancak iyi savunma yapan bir takım kurmuşlar.

Hakem konusundaki görüşlerine katılamıyorum, uzun süredir izlediğim en iyi hakemlerden biriydi. Aman EPL ile de kıyaslama lütfen Türk hakemlerini :))

father vic dedi ki...

es-es sivas benzetmene katılıyorum pek dile getirmek istememiştim çünkü daha ilk kez izliyorum sadece bu maçlık bir durum olabilceğini düşünürek o benzetmeyi dile getirmedim ama bu maçta öle bir görüntü verdiler bana da..

hakeme gelince evet net bir hata yapmadı ancak bir hakem bu kadar düdük çalarsa tempoyu otomatik olarak düşürmüş olur..EPL liginde oynansaydı bu maç faul sayısı yarı yarıya olurdu..