Öncelikle birkaç gündür yaşadığım sorunlardan dolayı bloga yazı yazamadım onu belirteyim. Çok da önemli maçlar oynandı ve yazacaklarım vardı ancak kısmet olmadı..
Maça gelince; hayatımda izlediğim en sıkıcı maçlardan biriydi, resmen uykum geldi. İki takımda üst üste 5 pas yapamadı ve bir de hakem Hüseyin Göçek’in yönetimi eklenince böyle tatsız tuzsuz bir maç çıktı ortaya..
Fenerbahçedeki tempo problemi devam ediyor. Kazım, Alex, Andre Santos ve Cristian Baroni’nin bir arada oynadığı takımda bu kadar düşük tempo aslında beni fazla şaşırtmıyor. Üstüne bir de takıma tempo kazandıran tek oyuncu olan Emre’nin cezalı oluşu tuz biber ekti Fenerbahçe’nin kötü oyununa. Yerine oynayan Mehmet Topuz da dinamik bir oyuncu fakat Emre’nin yerini dolduramadı bu bağlamda. İkisinin bir arada oynayabileceği bir taktik ve kanatlardaki oyunculardan birinin yerine daha sert bir ismin takıma monte edilmesi şart gibi gözüküyor çünkü iyi savunma yapan takımlara karşı büyük sıkıntı yaşıyor Fenerbahçe. Kaldı ki İstanbul Belediye’de savunmacı bir takım sayılmaz, orta sahada kazandıkları topları yana oynayarak tempoyu iyice düşüren bir takım görüntüsünde yıllardır. Zaten bu oyun anlayışları sayesinde sabırsız büyük takımlara karşı başarılı sonuçlar alıyorlar..
Aslında maç ile ilgili yazacak fazla bir şey yok. Temposuz, pozisyon açısından son derece kısır bir maç oldu. Böyle bir maçta bile Guiza’ya yapılan protestoyu anlamak mümkün değil. Sahada basmadık yer bırakmadı, inanılmaz derecede mücadele etti ama arkasında oynayan isimlerin koşu yollarına pas atamaması bulduğu tek pozisyonu kaçırmasıyla birleşince yine gereksiz bir protestoya maruz kaldı. Arkadan bu kadar az desteğin geldiği bir maçta defanstaki bütün İ.B.B oyuncuların sadece Guiza’ya konsantre olmalarını ve onu etkisiz kılmalarını tribünlerin anlaması gerekirdi bence.
Baroni stoperi 3’leme konusunda Mehmet Topal’ın da çok ötesinde, takım adeta 5-4-1 oynuyor. Önliberonuzun bu kadar savunmaya gömüldüğü bir anlayışla oyunu 60-70 metrelerde oynamaya ve sonucunda da pozisyona girmekte zorlanmaya mahkum oluyorsunuz. Artık Daum’un taktiği mi yoksa Baroni’nin oyun yapısı tamamen bu yönde mi bilemiyorum ama acilen bir elin atılması gerek bu konuya da. Yoksa bu şartlarda beğenilmeyen Selçuk ve Deniz(bence çok iyi bir oyuncu) yine 11’de sahaya çıkar ve Fenerbahçe tribünleri homurdanmaya başlar.
İ.B.B bugün amatör bir takımdan farksızdı. Kazandıkları hiçbir topu ileriye olumlu olarak aktaramadılar ve ön oyuncularını pozisyona sokamadılar. E bu konuda posası çıkmış Okan’dan medet uman bir takımın da bu hali çok şaşırtıcı olmasa gerek. Ayağına gelen topları Lugano ve Bilica gibi hava hakimiyeti üst düzey oyunculardan bir defansın üstünden atmaya çalışması da bu tecrübedeki bir oyuncuya hiç yakışmadı. Posası çıkmış dedik ama bunu uygulamak (en azından çalışmak) için formda olmaya gerek yok biraz akıl yeterlidir. Sezon başından beri Fenerbahçe’nin defansın arasına atılan toplarda yaşadığı zaafı da göz önünde bulundurursak bu tutumun hangi mantıkla sahada ısrarla denendiğini de sorgulamak gerekir.
İ.B.B gibi bir takımın Kadıköy’de İbrahim Akın ve Taner Gülleri gibi defans arkası koşuları etkili oyuncuları kenarda oturtması da başka bir gariplikti. Evet İbrahim formda değil, Taner de sakatlıktan sonra tam olarak toparlanamadı ama bu kadar kaliteli ve tecrübeli iki oyuncunun sahada yer alması her açıdan daha doğru olurdu.
Neyse uzatmayalım, dediğim gibi uykumu getiren bir maçla ilgili yazacak fazla bir şey yok açıkçası. Biraz değindik ama son paragrafta tepkimizi daha net koyalım. Hüseyin Göçek bugün nasıl maç yönetilmezin dersini verdi izleyen herkese. Mücadeleye (sertlik demiyorum) bu kadar taviz vermeyen bir hakemin yönettiği maçında güzel geçmesi beklenemezdi zaten. Oyuncular daha yere düşmeden ve faulü hissetmeden çalınan düdükler zaten kötü olan maçın içine iyice limon sıktı..
Not: Yaşadığım sorunlar az da olsa devam etmekte bu yüzden fotoğraf ekleyemedim. Olsun buna da şükür en azından maç yazısını yayınlayabildik uzunca bir aradan sonra..
Bodrumspor:0-1:Galatasaray
-
"Türkler otobüse binmeden maç kazanılmış sayılmaz" diye Cristiano
Ronaldo'ya atfedilen ama kimin söylediği anonim olan Türkiye ulusal
takımının EURO ...
2 gün önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder